11.03.2022

Glutensiz Beslenme İle İlgili Doğru Bilinen Yanlışlara Dikkat Çekildi

Üniversitemiz Tıp Fakültesi Mart Ayı Konferans Serisi kapsamında “Gluten Hassasiyeti Olmayan Bireylerde Glutensiz Beslenme; Madalyonun İki Yüzü” başlıklı konferans düzenlendi.

Tıp Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe; Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammet Ali Kayıkçı ile öğretim üyelerimiz ve öğrencilerimiz katılım gösterdi. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammet Ali Kayıkçı,  konferansta günümüzde popüler olan glutensiz beslenme ile ilgili doğru bilinen yanlışlara dikkat çekileceğini ifade ederek, faydalı bir konferans olması temennisinde bulundu.  

Ardından kürsüye davet edilen Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Sinem Kantarcıoğlu Coşkun, glutenin suda çözülmeyen bir protein olduğu bilgisini vererek “Gluten ve gluten ilişkili proteinler, buğday, arpa ve çavdarda bulunur. Hamura istenilen pişirme özelliklerini vermek, tat eklemek ve dokuyu değiştirmek için gıda işlemede yaygın olarak kullanılır.” şeklinde konuştu. Öğretim üyemiz, gluten içeren tahılların hayatımıza girişinin 10 bin yıl önce insanoğlunun tarımla tanışması sonucu olduğunu da sözlerine ekledi.  

Çölyak hastalığında glutensiz diyetin kesinlikle gerekliği olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Kantarcıoğlu Coşkun,  “Çölyak hastalığı kronik, multiorgan otoimmün bir hastalıktır. Genetik olarak yatkın kişilerde etkileri glutene maruz kalma ile ince bağırsakta çıkar.  Geleneksel olarak ishal, yağlı ishal, kilo kaybı,  malabsorbsiyon, gelişme geriliği gibi klasik semptomlar akla çölyak hastalığını getirebilir.” dedi.

Glutensiz diyetin çölyak hastaları için bilinen en iyi tedavi yöntemi olduğunu yineleyen öğretim üyemiz, “Günümüzde Çölyak hastalığı tanısı olmayan bireylerde de glutensiz diyet ve buğdaydan kaçınma konusunda artan bir coşku var. Bu diyetin sağlıklı, kilo vermede yardımcı, hastalıkları tedavi edici ve gelecekteki hastalık riskini minimalize edici etkilileri olduğu düşünülüyor.” diye konuştu.  Glutenin diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar ile ilişkisini katılımcılara paylaşan Coşkun,  glütensiz diyetin dezavantajları hakkında bilgiler verdi.

Çölyak hastalığı ya da Non çölyak gluten hassasiyeti olmayan bireylerde protein, karbonhidrat, lipid dengesi doğru olmayan bir glutensiz diyet uygulanmasının felaketle sonuçlanabileceğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Sinem Kantarcıoğlu Coşkun, “ Glutensiz diyet uygulayan Non çölyak gluten hassasiyeti olan bireylerde kontrol gruplarına göre osteopeni ve osteoporozda artış bildirilmiş. Desteklenmeyen denetimsiz glüten diyetin barsak mikrobiyatasının da birleşimini ve zenginliğini tehdit ettiğini göstermiştir.” sözleriyle uyarılarını sıraladı.

Yapılan araştırmaların glutensiz ürünlerin, olmayan muadillerine göre yağ ve karbonhidrattan daha zengin olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Kantarcıoğlu Coşkun, “Glutensiz ekmek daha fazla yağ içeriğine sahiptir ve glisemik indeksi daha yüksektir, protein oranı daha düşüktür.  Glutensiz ürünlerin glisemik ürünün tipine, içeriğine ve işlem prosedürüne göre değişir.  Glutensiz ürünler genel olarak daha düşük folat, demir riboflavin, niasin ve tiamin oranlarına sahiptir.” diye konuştu.

Bunun yanında glutensiz diyeti tercih eden bireylerin işlenmiş gıdaları tüketmeyi azalttığını ifade eden öğretim üyemiz,  doğal olarak glutensiz meyve ve sebzeler ile glutensiz tahıl alımının arttırmasının diyetlerinin besleyiciliğini etkileyeceğini belirterek “Bir elma da, glutensiz şekerli kurabiye de glutensiz gıdalar ama besin değerleri eşit değil.” ifadelerine yer verdi.

Diyette sadece gluteni terk etmenin kilo verme ile ilişkili olduğuna dair hiçbir kanıtın olmadığına işaret eden Coşkun, “Sağlığa özel faydası bulunmamasına rağmen, reklamı da bu yönde olduğu için pek çok insan glutensiz gıdaların sağlıklı olduğunu düşünüyor ve bu gıdaları daha fazla tüketmeye eğilim oluşuyor. Oysaki glutensiz işlenmiş gıdalar genellikle daha fazla kalori, yağ ve şeker içeriyor. Bu yüzden kilo alımına bile sebep oluyor. Kişiler glütensiz diyete başlayınca ekmek, makarna, gevrek, işlenmiş atıştırmalık gıdaları bırakmak zorunda kalıyor. Özellikle işlenmiş gıdalar gibi kalorisi yüksek besin değeri az gıdalardan uzak durmak kilo vermeye yardımcı oluyor. Glütensiz tercihler olan sebze, meyveler, esmer pirinç ve kinoa gibi besin değeri yüksek tahıllar hem kilo kaybını hem de iyi hissetmeyi sağlıyor.” diyerek sözlerine devam etti.

Dr. Öğr. Üyesi Kantarcıoğlu Coşkun, “Pirinç yerine kinoa, darı, karabuğday, esmer pirinç, glütensiz yulaf gibi tahılları kullanmak, yemeklerin içine ya da yanına pişmiş baklagilleri eklemek, patates cipsi yerine çıtır sebzeleri tercih etmek,  kahvaltıda pirinç bazlı gevrekler, krakerler, makarnalar, yerine tam tahıllı glütensiz olanları seçmek, atıştırmalık olarak patlamış mısır  ya da karışık çerezleri yemek, glutensiz diyet için lif alımını arttırıcı öneriler olarak sıralanabilir” dedi.

Kilo kontrolü ve sağlıklı yaşam için diyet ve egzersizin önemine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Sinem Kantarcıoğlu Coşkun, gluten hassasiyeti ve çölyak hastalığı olmayan bireyler için gluten kısıtlamasına gerek olmadığını ifade etti.  Sağlıklı bir diyet düzeninde kepekli tahılların daha fazla, rafine tahıllar ve şekerin daha az tüketilmesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Kantarcıoğlu Coşkun, gluteni uzaklaştırmak gibi ekstrem diyet değişikliklerinin mutlaka profesyonel yardımıyla yapılması gerektiğinin altını çizdi.